Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından 2021/8399 E. ve 2021/15269 K. sayılı dosyası kapsamında işverenler lehine emsal teşkil edebilecek bir karara imza atılmıştır. İncelemeye konu olayda davacı işçi “… İşyerinizden şahsi gerekçelerimle, kendi istek ve rızamla herhangi bir baskı olmadan 28.01.2014 tarihinde ayrılmak istiyorum. Gerekli işlemlerin yapılmasını arz ederim.” içerikli istifa dilekçesi ile iş sözleşmesine son vermiştir.
İşçinin vermiş olduğu istifa dilekçesi içeriğinde “gördüğüm lüzum üzerine” veya “şahsi gerekçe” gibi genel ifadelerin kullanılmasına rağmen Yargıtay, işçinin herhangi bir haklı sebebe dayanabileceğini kabul etmekteydi. İşbu kararda ise Yargıtay’ın bir görüş değişikliğine gittiği ve istifa dilekçesi içeriğinde “şahsi gerekçe” gibi ifadelere yer verilmesi halinde sürecin istifa olarak değerlendirileceği, haklı nedenle fesih sebebi sayılmayacağı ve işçinin kıdem tazminatına hak kazanamayacağı yönünde karar verdiği görülmektedir.
Yargıtay kararında “şahsi gerekçe” ibaresinin ücretlerin eksik ödenmesini ya da sigortaya eksik bildirilmesini kapsamayacağına ve açık işten ayrılma iradesi karşısında davacının sigorta primlerinin eksik yatırılması veya düşük ücretten yatırılması nedeniyle haklı nedenle iş sözleşmesini feshettiğinin kabul edilemez olduğuna işaret etmiştir.
İşbu yeni içtihat ile birlikte uygulamada işçiler aleyhine kararlar çıkabileceği aşikar olup, atılacak hukuki adımların iyi analiz edilmesi ve sürecin alanında uzman bir avukat vasıtasıyla yürütülmesi gerektiği kanaatindeyiz.
İşçi ve işveren ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklara ve işten ayrılma süreçlerine ilişkin hukuki danışmanlığa ihtiyaç duyulması halinde KT & Partners ile iletişime geçebilirsiniz.
Telefonda kendisini avukat olarak tanıtarak para isteyen dolandırıcılara itibar etmeyiniz.
Bu şekilde olaylara maruz kalırsanız 112’yi arayarak veya savcılığa şikayette bulunarak konuyu yetkililere bildiriniz.